Değerli mesai arkadaşlarım, kıymetli
misafirlerimiz,

Sözlerimin hemen başında hepimizin 30 Ağustos Zafer Bayramını en içten dileklerimle kutluyorum. Milletimize bu zaferi armağan eden İstiklal Harbimizin Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, tüm silah arkadaşlarını, kahraman ordumuzun tüm askerlerini ve sayısız kahramanlıklar göstermiş milletimizin tüm fertlerini rahmetle yâd ediyorum.

30 Ağustos 1922 Başkomutanlık Meydan Muharebesi, hepinizin bildiği gibi Kurtuluş Savaşımız, 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun'da yakılan bağımsızlık ateşiyle başlamıştır. Yaklaşık 3,5 yıl süren ve milletimizin her bir ferdinin azim ve kararlılığının neticesinde adım adım ilerleyen Milli Mücadelemiz, bundan tam 99 yıl önce bugün nihai evresine ulaşmıştır. Gazi Mustafa Kemal’in Başkomutanlığında 26 Ağustos’ta başlatılan ve planlamasından icrasına kadar stratejik bir dehanın ürünü olan Büyük Taarruz sonucunda kahraman ordumuz 30 Ağustos 1922'de Dumlupınar’da düşmanla karşılaşmış ve eşi benzeri olmayan bir zaferin akabinde vatan topraklarımız işgalden hızla kurtarılmıştır.

Vatanımızı parçalama ve işgal etme girişimi karşısında gösterilen, dünyayı kendine hayran bırakan ve tüm mazlum milletlere cesaret veren İstiklal Harbimiz, özgürlüğün ve bağımsızlığın Türk milletinin karakteri ve kaderi olduğunu tüm dünyaya bir kez daha hatırlatmış ve büyük bir ders vermiştir.

Zaferlerle dolu Ağustos ayını taçlandıran Başkomutanlık Meydan Muharebesi, tarihimizin en önemli dönüm noktalarından biri olmasının yanı sıra, tüm ezilmiş ulusların, özgürlüğe, kurtuluşa, başı dik ve onuruyla yaşama hakkı için atılmış tarihi bir adımın bayramıdır.

Milletimiz, dün olduğu gibi bugün de istiklal ve istikbali için, canından aziz bildiği vatanı uğrunda aynı fedakârlık ve cesareti göstermeye hazırdır.

Nitekim İstiklal Harbi’mizden 94 yıl sonra, 15 Temmuz gecesi hain darbe girişimi karşısında tek yürek olup dimdik duran, canını feda ederek vatanını ve egemenliğini bir kez daha koruyan yüce milletimiz, karakterine işlemiş cesareti ve mertliği aynen muhafaza ettiğini tüm dünyaya bir kez daha göstermiştir.

Bizlere düşen, bu fedakârca mücadeleyi verenlere ve Türkiye Cumhuriyeti’nin dünya milletleri arasındaki şerefli yerini almasını sağlayanlara karşı sorumluluğumuzun bilinci içinde, yüce milletimizin ve büyük devletimizin gücünü, itibarını ve şanını daha da ileriye götürmek için canla başla çalışmaktır. Şu altında durduğumuz, gölgesinde huzur bulduğumuz ay yıldızlı bayrağımızı daha da yukarılara taşımak en büyük hedefimiz ve vazifemizdir.

Evet, kıymetli mesai arkadaşlarım,

Biliyorsunuz tarihimizde Ağustos ayı zaferler ayıdır. Bu ayda Malazgirt’le başlayan, Otlukbeli, Çaldıran ve Mercidabık’la süren, bir başka tarafta ise Belgrat’ın fethinden Mohaç’a kadar uzanan pek çok zaferi Ağustos ayında kazandık. Kurtuluş Savaşımızda da 1921 Sakarya ve 1922 Dumlupınar zaferleri yine Ağustos ayındadır.Yakın tarihimizde de ülkemizin huzuru ve sınır güvenliğimizin temini bakımından gösterilen gayretlerimizin ilk adımı olan Fırat Kalkanı Harekâtı’nı da Ağustos ayında gerçekleştirdik.

Tüm bu zaferlerimiz gibi, 30 Ağustos da bize, şartlar ne kadar zor olursa olsun başarıya ulaşma konusunda önümüzde hiçbir gücün, hiçbir şer odağının duramayacağını işaret etmektedir. Birlik ve dayanışma içinde, ülkemize, istiklalimize, demokrasimize, birliğimize ve istikbalimize sahip çıkacağımıza, çağdaş uygarlık yolunda kararlılıkla ilerleyeceğimize inancımız tamdır.

Türkiye güçlendikçe karşı karşıya kaldığımız sorunların, uğradığımız saldırıların çapı da büyüyor.Elbette, Her zaferin gerisinde ter ve icap ettiğinde dökülen kan vardır. Bugün yürüttüğümüz mücadele de bundan farklı değildir. Sınırlarımız içinde ve dışında milletimizin ve devletimizin huzur ve güvenliği için gece-gündüz en zor şartlarda görev yapan kahraman askerlerimize, polislerimize ve jandarmalarımızaşükranlarımı sunuyorum.

Anadolu’yu Anadolu yapan ve bin yıldır da devam ettiren ruh, hamdolsun bugün aynı ruhtur ve dimdik ayaktadır. Bizler de böylesine asil, fedakâr ve kahraman bir milletin birer evladı olmakla ne kadar övünsek azdır. İnşallah onlara layık olabiliriz.

Bu düşüncelerle, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve aziz silah arkadaşları olmak üzere, bu zaferi bize armağan eden bütün istiklal kahramanlarımızı ve bugüne kadar vatanları uğruna canlarını feda eden tüm şehitlerimizi en derin sevgi, saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz.30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun.