Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Sayın Liu Shaobin,

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Sayın Ömer Abdullah Karagözoğlu,

Huawei Türkiye Genel Müdürü Sayın Jing Li,

Değerli Öğrencilerimiz,

Huawei tarafından düzenlenen “Geleceğin Tohumları” etkinliğinde sizlerle çevrimiçi de olsa bir araya gelmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. İnşallah bu salgın biter ve sizlerle daha önceki yıllarda olduğu gibi yeniden yüz yüze birlikte oluruz.

Hepinizin bildiği gibi son yıllarda Türkiye-Çin ilişkileri, her alanda giderek güçleniyor ve gelişiyor. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve

Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Sayın Xi Jinping’in ikili münasebetlerimizi daha ileriye taşıma yönündeki ortak iradelerini somut projelerle adım adım hayata geçiriyoruz.

Bu doğrultuda, ilişkilerimizi “Stratejik İşbirliği”nden “Kapsamlı Stratejik Ortaklık” seviyesine yükseltme hedefimize yönelik çalışmalarımız da hız kesmeden devam ediyor.

Biliyorsunuz bu sene, Diplomatik ilişkilerimizin tesisinin 50’nci yılını idrak ediyoruz. 50.Yıl ikili ilişkilerimiz açısından önemli bir kilometre taşını oluşturuyor. Bu sene ikili bağlarımızın kültürel boyutunu da güçlendirerek, Pekin Yunus Emre Enstitüsü’nü faaliyete geçirdik. Bu sayede dilimizi ve kültürümüzü daha etkin bir şekilde tanıtabileceğiz. Hatta büyük ilgi gören ilk dil kursumuz tamamlandı. Şimdi ikinci dil kursu ve diğer kültürel kurslarımız için yeni kayıtları almaya başladık.

Tüm bu çabalarımızın etkisiyle, 2017’de sadece 160 bin olan ülkemizi ziyaret eden Çinli turist sayısı, 2019’da rekor kırarak 565 bine yükseldi. Pandeminin olumsuz etkilerinin ortadan kalkmasının ardından, 1 milyon Çinli turist hedefimize ulaşmayı arzu ediyoruz.

Bir başka önemli gelişme ise, ülkelerimiz arasındaki doğrudan bağlantılara demiryolu ağını da ekledik. Aralık 2020’de başlayan Türkiye-Çin arasındaki doğrudan tren seferleriyle ticaretimizde yeni bir kapı açıldı.

Bu doğrultuda, Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’yle doğal bir uyumu olan Orta Koridor Girişimimizi eşgüdümlü bir hale dönüştürme yönündeki çalışmalarımız büyük bir kazanım elde etmiş oldu.

Hiç şüphesiz dijital bir çağda yaşıyoruz; sizlerin bakış açısı, gereksinimleri ve yönlendirici etkinizle Türkiye ve Çin arasında “e-ticaret alanında işbirliği” de önümüzdeki dönemde öne çıkan başlıklardan biri olacak. 1 milyarın üzerinde dijital kullanıcı ve 400 milyonun üzerinde orta sınıf gelir düzeyine sahip olan Çin’de, üreticilerimizin bu pazarda yer almaması düşünülemez. İhracatçılarımıza yeni sektörlerin açılmasında, e-ticaretin kilit rol oynayacağını düşünüyoruz.

Değerli Öğrenciler,

2020’de, G20 ülkeleri arasında yalnızca Türkiye ve Çin pozitif büyüme kaydeden iki ülke oldular. Dolayısıyla, ilişkilerimizde sadece bugünü değil, geleceği de planlayan adımlar atmamız şart. Ama kilit bir nokta olarak gördüğüm husus; her türlü işbirliğimizin bugünü değil gelecek 10 yıllarını hesap ederek adımlarımızı atmalıyız.

Çin ile ikili ticaretimiz 2001’de 1,1 milyar ABD Dolar seviyesindeyken aradan geçen 20 sene içinde, 20 kattan fazla artarak 2020’de yaklaşık 26 milyar Dolar’a ulaştı ve Çin en büyük ikinci ticaret ortağımız haline geldi.

Bununla birlikte, ticaret açığımız da büyüdü. İhracatımız 2020 verilerine göre 3 milyar Dolar’ın biraz altında. Yatırımlar konusunda da durum benzer şekilde, Çin şirketleri son dönemde ülkemizde finans, enerji, lojistik ve telekomünikasyon sektörlerinde önemli yatırımlar yaptılar. Ancak, halen Çin’in gerçek potansiyelinin uzağında olduğunu düşünüyorum. Sanırım kıymetli meslektaşım büyükelçi Liu Shaobin de bana katılacaktır.

İkili ticaretimizi daha dengeli ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturmamız gerekiyor. Burada her iki tarafa da görevler düşüyor. Bizler Türk girişimciler ve ticaret insanlarımız olarak daha fazla Çin pazarına odaklı stratejiler geliştirmeliyiz. Çinli yatırımcılar da daha fazla Türkiye'ye yönlerini çevirmeliler, tıpkı Huawei’in yaptığı gibi.

Elbette ki tüm bu çabalarımızın gerçek takipçileri ve sahipleri siz sevgili öğrencilerimizsiniz, sizler yarının girişimcileri, bilim insanları, mühendisleri, bürokratları, iş insanları olacak ve çıtayı daha yükseklere taşıyacaksınız.

Türkiye’nin yarınlarını şekillendirecek olan sizlerden çok umutluyuz. Zira ülkemizin genç nesilleri, birçoklarının zihinlerinde bir “Uzakdoğu ülkesi”

olarak kalıplaşmış Çin’in artık adeta bir “komşu”muz konumuna ulaştığının farkındalar. Esasen küreselleşme çağımızda, tüm dünya ülkeleri birbirlerinin komşusu durumundalar. ‘Uzak Doğu’ diyerek zihinlerde mesafeler oluşmasının önüne geçmeliyiz. Zihinlerde diyorum çünkü Van’dan Urumçi 6 saatlik bir uçuş mesafesinde.

Sevgili Gençler,

Sizler bizlere göre çok daha cesursunuz, kararlısınız ve yenilikçisiniz. Kendi düşünceleriniz ve düşleriniz var. Ve bu düşler yarınlara uzanmakta, sınırların ötesine uzanarak, bizim hayal bile edemediğimiz bir gelecek yaratmakta. Düşlerinize ve yaratıcılığınıza ket vurmayın, sizi her daim desteklediğimizin bilinciyle yolunuzda ilerlemeye devam edin. Beni de genç kategorisinde bir abiniz olarak kabul ederseniz elimden geldiği kadar yeni trendlere ayak uydurmaya çalışıyorum.

Değerli Katılımcılar,

Türkiye, bölgesinde ve ötesinde üretimde, tedarikte, kalitede ve insan kaynaklarında eşsiz bir konumdadır.

Nitelikli ve genç beşeri sermayesi, yani 13 milyonu genç nüfus olmak üzere, 84 milyonluk nüfusuyla Türkiye, güçlü iç talebe ve rekabetçi piyasaya sahip çokuluslu firmalarıyla, küresel çapta başarıya ulaşan ortaklıklara ev sahipliği yapmaktadır.

Avrupa Birliği’ne ve Orta Doğu pazarına yakınlığımızın avantajları Çin şirketleri tarafından her geçen gün daha iyi anlaşılmakta. Esasen Çin şirketlerinin ülkemizde artan mevcudiyetlerini memnuniyetle karşıladığımızı, bu toplantı vesilesi ile de bir kez daha göstermiş olduk. Daha öncede belirttiğim gibi bu yatırımlar çok daha üst seviyelerde iki ülkenin ekonomik büyüklüğüne yakışır olmalıdır.

Bu noktada, ülkemiz ekonomisine önemli yatırımları ile katkı sağlayan Huawei’e de teşekkür etmek istiyorum.

Alanında dünyanın en büyükleri arasında yer alan bu şirket, 2010 yılında ikinci en büyük uluslararası Ar-Ge merkezini İstanbul’da kurarak, 10 yılı aşkın süredir faaliyetlerini ülkemizde başarı ile sürdürmekte.

Huawei’in, “Geleceğin Tohumları” projesinin çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Bilim ve teknolojinin en geçer akçe olduğu sanayi-ötesi çağımızda,

bu projenin her geçen yıl daha fazla büyüdüğünü görmek mutluluk verici.

Kıymetli Öğrencilerimiz, Değerli Katılımcılar,

Sözlerime son verirken, genç katılımcıların geleceği açısından da büyük fayda sağlayacağını düşündüğüm bu projede, başta Huawei yöneticileri olmak üzere emeği geçen herkese, özellikle Türkiye - Çin ilişkilerine katkıları için, içtenlikle teşekkür ediyorum.

“Geleceğin Tohumları” projesinin uzun soluklu bir şekilde devamını temenni ediyorum. En kısa zamanda, salgın şartları sona erdiğinde sizleri

Pekin’de ağırlamak isterim. Bu vesileyle, hepinizi bir kez daha sevgiyle selamlıyor ve sizlere başarılar diliyorum.