Büyükelçi Dr. İsmail Hakkı Musa'nın Pekin'de düzenlenen DEİK/TÜSİAD Türkiye-Çin İş Konferansı vesilesiyle yaptığı konuşma
Sayın Li Quingshuang, Çin Uluslararası Ticareti Destekleme
Konseyi (CCPIT) Başkan Yardımcısı,
Sayın Korhan Kurdoğlu, DEİK/Türkiye-Çin İş Konseyi ve TÜSİAD
Çin Çalışma Grubu Başkanı,
Türk
ve Çin İş Dünyasının Kıymetli
Temsilcileri,
Değerli Misafirler,
İkinci
“Türkiye-Çin Ticaret Konferansı”
vesilesiyle, sizler gibi alanında uzman şahsiyetlerle bu kez Pekin’de bir araya gelmekten büyük memnuniyet duyuyorum.
Temmuz
ayında İstanbul’da birincisi
düzenlenen Türkiye-Çin Ticaret
Konferansı’na da katılma fırsatım olmuştu.
O
vesileyle, bu etkinliğin gelenekselleştirilmesinde
yarar gördüğümü sizinle paylaşmıştım.
Bu
müşterek temenninin gerçekleşmesinden
memnuniyet duyuyoruz.
Bu
konferanslar silsilesinin eksenini oluşturan DEİK Türkiye – Çin İş Konseyi, karşılıklı ticari ve ekonomik
ilişkilerimizin geliştirilmesi misyonuyla tesis edilmiştir. Bu Konsey, iki ülke
iş çevrelerini buluşturan önemli bir işbirliği
platformu olması bakımından da değerlidir.
Değerli
konuklar
Türkiye
ve Çin, derin kültürel ve tarihi birikime
sahip iki büyük medeniyet olarak, tarih boyunca yakın ilişki içinde
olmuşlardır.
Bu
ilişkinin arka planında bildiğimiz Tarihi
İpek Yolu vardır.
On yıl
önce, Çin Devlet Başkanı Sayın Xi Jinping tarafından ortaya atılan Kuşak ve Yol Girişimi’nin ilham aldığı
tarihi İpek Yolu, yüzyıllar boyunca Osmanlı ve Çin İmparatorluğu arasındaki
ticari ilişkilerin bel kemiğini
oluşturmuştur.
Bu yol
Asya’nın en doğusundaki Çin ile Avrupa’nın
en batısını yüzyıllar boyunca Osmanlı İmparatorluğu üzerinden birbirine bağlamıştır.
Ortak tarihi ve
kültürel mirasımızın ne denli köklü
olduğunun güzide bir örneğini, Topkapı
Sarayı Müzesinde görmek mümkündür.
Yüzyıllar
boyunca kervanlarla kilometrelerce yol katedilerek İstanbul’a kadar taşınan paha biçilmez Çin porselenleri, bugün
hala bu müzede, dünyanın en büyük ikinci
porselen koleksiyonu olarak muhafaza edilmektedir.
Türkiye
ile Çin arasında mal mübadelesi temelinde
gerçekleşen bu etkileşim, siyasi ve
kültürel ilişkilerimizin de zenginleşmesine ve çeşitlenmesine vesile olmuştur.
İki
ülke bugün de asırlar öncesine dayanan ekonomik ve ticari ilişkilerini
geliştirerek sürdürmektedir.
Kıymetli Katılımcılar,
Türkiye ve Çin ilişkilerinin bugün ulaştığı
düzeyi rakamlardan da okumak
mümkündür.
Halihazırda Çin, Asya’daki en büyük, dünyada ise üçüncü
en büyük ticaret ortağımız konumundadır.
İki
ülke arasındaki ticaret hacmi son 20
yılda, 40 kat artarak 2022’de yaklaşık 45 milyar Dolarlık bir rekora imza
attı.
Çin'in
Türkiye'deki yatırım stoku 1 milyar
Doların üzerine çıktı.
1200’ü aşkın Çinli firma Türkiye'de, 100
kadar firmamız da Çin’de karlı faaliyetlerini sürdürüyor.
Saygıdeğer
iş insanları, değerli konuklar,
Türkiye
ve Çin, sahip oldukları siyasi
istikrarla birlikte, refah ve
kalkınma yolunda ilerleyen sayılı
ülkeler arasındadır.
ÇHC bugün, küreselleşmenin öncü gücü haline gelmiştir.
Dünyanın
en büyük ikinci ekonomisi konumuna
yükselen Çin, 6,3 trilyon dolarlık
ticaret hacmiyle dünya ihracatının %15’ini,
ithalatının %12’sini, hizmet
ihracatının ise %6,5’ini
gerçekleştirmektedir.
Türkiye ise stratejik konumu, üretim potansiyeli,
lojistik imkânları ve tedarik ve üretim kapasitesiyle, bölgesinde ve
küresel düzeyde önemli bir ülke olarak öne çıkmaktadır.
Türkiye,
nüfusu 50 milyonun üzerinde olan ülkeler arasında kişi başına düşen GSYİH
bakımından 11. büyük ekonomidir.
2002-2022
yılları arasında ortalama %5,4lük büyüme oranı gerçekleştiren ve dünya
performansının çok ötesinde ihracat hacmini son 20 yılda neredeyse 10 kat
artırmış olan Türkiye, bölgesindeki en dinamik ülkedir.
Ülkemiz, Avrupa Birliği ile olan Gümrük Birliği sayesinde456
milyon AB vatandaşına gümrük vergisi olmadan ulaşabilme, 28
ülkeyle akdettiği Serbest Ticaret Anlaşmaları ile 480 milyonluk ilave bir
pazara ise tercihli tarifelerle girme
imkanı sunmaktadır.
Ayrıca, Avrupa, Asya ve Afrika'nın kesiştiği noktada
bulunan coğrafi konumu sayesinde toplam
1,3 milyarlık nüfusa4 saatlik uçuş mesafesinde bulunan bu itibarla, büyük
pazarlar için etkin ve uygun maliyetli bir merkez konumundadır.
Bu
anlamda Türkiye, Çin’in küresel
pazarlara ulaşması açısından da önemli bir ortak konumundadır.
Kıymetli
konuklar,
Bu
tabloda, ticari ve ekonomik ilişkilerimizin geliştirilmesi için çok daha büyük bir potansiyel bulunduğuna
inanıyoruz.
Türkiye
ve Çin’in, kendine özgü avantajlı konumdan da yararlanarak, karşılıklı güven ve kazan-kazan anlayışına
dayalı sürdürülebilir ve dengeli ekonomik işbirliğini tesis etmeleri her
iki ülke için de önemli kazançlar sağlayacaktır.
Sürdürülebilir
bir ekonomik iş birliği için dengeli bir
ticaretin önemi büyüktür.
Hem ekonomilerimizin
yapısı itibarıyla hem de tek taraflı
çabalarla Türkiye aleyhine ticaret açığının dengelenmesi için atılabilecek önemli adımlar var.
Çin’nin
dünya genelinde 160 milyar Doları aşkın
yatırımı bulunmaktadır.
Türkiye’nin
bu yatırımdaki payı ise beklentimizin altındadır.
Bu
çerçevede, Çinli işinsanlarının Türkiye’deki yatırımlarına hız kazandırmaları ve ihracat çalışmalarımızı kolaylaştırmaları
en büyük beklentilerimiz arasındadır.
Kıymetli katılımcılar,
Ekonomik ve ticaret ilişkilerimizin, Çin
ile tüm alanlardaki işbirliğimizin de geliştirilmesi bakımından bir çarpan etkisi yaratacağına inanıyoruz.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve
Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Sayın Xi Jinping’in ikili münasebetlerimizi
daha ileriye taşınması için güçlü
iradelerini ortaya koydular.
Liderlerimizin stratejik rehberliğinde, siyasi, ticari ve kültürel alanlarda somut
projelerle ilişkilerimizin “Stratejik
İşbirliği”nden “Kapsamlı Stratejik
Ortaklık” seviyesine yükseltmeyi hedefliyoruz.
Keza Çin,
2019 yılında açıkladığımız ve yükselen Asya coğrafyasıyla ilişkilerimizin tüm
veçheleriyle geliştirilmesini amaçlayan Yeniden
Asya (Asia Anew) Girişimimizin de tam
merkezinde yer almaktadır.
E-ticaretten telekomünikasyona…
Yenilenebilir ve nükleer enerjiden elektrikli araçlara… Bulut teknolojilerinden savunma sanayiine kadar çok geniş bir yelpazede, Çin ile güçlü ortaklıklar tesis ediyoruz.
Velhasıl ortak siyasi irade zemininde ve geçmişten aldığımız ilhamla, geleceğe kararlı adımlarla ilerliyoruz.
Çin’in
farklı bölgelerine sizler gibi ticaret
heyetlerinin ziyaretler gerçekleştirmelerinin de ithalat-ihracat
ilişkilerimiz açısından fayda sağlayacağı inancındayım.
Saygıdeğer misafirler,
İşbirliğimizi, stratejik ve “oyun
değiştirici” alanlarayönlendirmek
için önümüzde geniş bir fırsatlar
yelpazesi var.
Türkiye
ve Çin nükleer enerji alanında çok kıymetli ve uzun soluklu bir ortaklığa
imza atabilir. Böyle bir işbirliği, siyaseten en üst düzeyde de kabul görmektedir.
Bu
çerçevede, Çinli muhataplarımız 3.
Nükleer Santral Projemize ilgi göstermelerinden memnuniyet duyuyoruz.
Nükleer enerjinin yanısıra, altyapı ve
yüksek teknoloji yatırımları, tarımsal ihracat, sivil havacılık, turizm
başlıkları, işbirliğimizin derinleştirilebileceği alanlar olarak özellikle
öne çıkıyor
İşbirliğimizde
çarpan etkisi yaratabilecek, anahtar kavramlardan bir diğeri ise “bağlantısallık”tır.
Türkiye,
Çin’in 100’den fazla sayıda ülkede hayata geçirmiş olduğu Kuşak ve Yol Girişimi’ni kuvvetle desteklemektedir.
Nitekim,
2015 yılında Çin tarafıyla Kuşak ve
Yol’daki işbirliğine yönelik
irademizi imza altına almış bulunmaktayız.
Doğu
ile Batı arasındaki dinamiklerin hızla
değiştiği bu dönemde, Çin’in Avrupa ve ötesiyle bağlarının geliştirilmesi
için Türkiye’nin Orta Koridor Girişimi
önemli bir fırsat sunmaktadır.
Kuşak
ve Yol Girişimi ile doğal bir uyum
içerisinde olduğunu düşündüğümüz Orta
Koridor Girişimimiz, siz değerli iş insanlarının vizyonu ve gayretleriyle ilerletilmeye hazırdır.
Saygıdeğer
konuklar,
Bugün, tüm dünyanın büyük bir kaygı ve üzüntüyle
takip ettiği Filistin meselesi gibi siyasi kutuplaşmaların
ve çatışmaların, ekonomik alanda ise ayrışmaların (de-coupling) ve riskleri
azaltma (de-risking) eğilimlerinin yoğunlaştığı bir küresel tabloyla karşı karşıyayız.
Açıklıkla ifade etmek gerekirse, özünde Çin’i dışlama niyeti taşıyan bu
kavramsal yapılandırmalar, küresel ekonomik dinamiklerle örtüşmediği gibi,
gerçekçi de değildir.
Bu küresel konjonktürdebağımsız ve tutarlı politikalar izleyen Türkiye, etkili diplomatik girişimleriyle siyasi
açıdan güçlü bir tavır sergileyerek dünya
barışına hizmet etmektedir.
Diğer
yandan ise, dinamik ve genç nüfusu, sağlam altyapısı, lojistik imkanları ve güçlü üretim kapasitesiyle, dünya ekonomine
önemli katkı sunan bir ülke olarak öne çıkmaktadır.
Kıymetli
temsilciler,
Özetlemeye çalıştığım tüm bu başarılı işbirliği
örnekleri ve potansiyelleri hayata geçirmek, ancak kamu ve özel sektörün ortak çabasıyla mümkün olabilir.
Siyasi açından bakıldığında, her iki tarafta da
ilişkilerin daha üst seviyelere taşınması için güçlü bir irade mevcut.
Bazı
Çin şirketlerinin ARGE merkezlerini
Türkiye’de kurmaları, elektrikli
araçlar, telekomünikasyon ve bilişim vb. yeni nesil teknolojilerin üretimi
için ülkemize yönelmeleri ise takdire
şayandır.
Keza,Çin'in ülkemizdeki en büyük doğrudan yatırımı olan
Adana’daki Hunutlu Termik Santrali,
Kumport limanı projesi, SINOVAC Aşı merkezi inşaatı gibi altyapı ve yüksek
teknoloji alanındaki projelere yenilerinin eklenmesi eminim Türkiye-Çin münasebetlerinin derinleştirilmesine
vesile olacaktır.
Sonuç
olarak, ifade
etmek isterim ki,
Tarihin, coğrafyanın, stratejinin, küresel
dinamiklerin ve nihayet sağduyunun Türkleri ve Çinlileri daha yakın işbirliğine, daha yakın
çalışmaya davet ettiği açıktır.
Bu
durumu en iyi görebilenler, siz değerli
müteşebbislerdir.
Bu
anlayışla önümüzdeki fırsatları, Türk ve Çin halklarının ortak menfaatlerine hizmet edecek şekilde, kazan kazan temelinde değerlendireceğinize
olan inancımız tamdır.
Bu
anlamda son derece kritik önemi haiz bir
rol üstendiğinizi düşünüyorum.
Sözlerime
son verirken,
Pekin
Büyükelçiliği ve Şanhay, Guanco, Çengdu ile Hong Kong’da bulunan dört
Başkonsolosluğumuzla birlikte sizlere gerekli
desteği vermeye her zaman hazır olduğumuzu yinelemek isterim.
Başta DEİK Yönetimi olmak üzere, bu etkinliği
tertipleyen Türkiye - Çin İş Konseyi Başkanlığı’nı, Çin Uluslararası Ticareti Destekleme Konseyi’ni (CCPIT) ve diğer tüm
paydaşları tebrik ediyor, bilhassa Türkiye
- Çin münasebetlerinin parlak geleceğine katkıları için içtenlikle teşekkür ediyor, sizlere çalışmalarınızda başarılar
diliyorum.
Teşekkür
ederim.
Pazartesi - Cuma
09.00 - 12.30 / 14.00 - 18.00
Konsolosluk Şubesi eposta:
consulate.beijing@mfa.gov.tr
Konsolosluk Şubesi randevu saatleri: 09:00-12:00 / 13:00-16:00
www.konsolosluk.gov.tr
Tatil Günleri 2025
| 1.01.2025 | 1.01.2025 | Yeni Yıl Tatili |
| 28.01.2025 | 4.02.2025 | Bahar Festivali |
| 30.03.2025 | 30.03.2025 | Ramazan Bayramı 1. Günü |
| 4.04.2025 | 6.04.2025 | Kabir Ziyareti Günü |
| 1.05.2025 | 5.05.2025 | İşçi Bayramı |
| 31.05.2025 | 2.06.2025 | Ejderha Kayığı Festivali |
| 6.06.2025 | 6.06.2025 | Kurban Bayramı 1. Günü |
| 1.10.2025 | 8.10.2025 | Çin Milli Günü |
| 6.10.2025 | 6.10.2025 | Güz Ortası Festivali |
+ 90 312 292 29 29
TÜRKİYE'DE YATIRIM İMKANLARI